Aysıla'nın Kalemi

Ne Geçmiş Tükendi Ne Yarınlar

03.04.2015 20:39
Mezuniyet töreni.Kepler atılmış; tebrikler, kucaklaşmalar… Kardeşim bir anda kolumdan çekiştiriyor: “Ays! Şuraya bak!” Kafamı çevirdiğimde dünyanın en anlamlı duyguları kalbime yağıyor. Bir pankart: “Ne geçmiş tükendi ne yarınlar…” Gördüğüm: dört yılım, heyecanım, emeğim, kalbimde yerlerini asla kaybetmeyecek dostlarım, kardeşlerim, en mutlu anlarım, gözyaşlarım, zafer çığlıklarım, hayal kırıklıklarım, kısılan sesim, tükenmeyen enerjim. Gördüğüm, benim geniş ailem! Hep olacak, hep büyüyecek,...

Direniş Vol.1: Patates Çuvalı

03.04.2015 16:26
  Çocuktuk. Tertemiz bir kalbin atışlarıyla beslenirdi dünyayı değiştirme umudu. Büyüklerin korkularıyla, hırslarıyla, çıkar çatışmalarıyla kirlettiği dünyayı temizleyecek, tüm karanlığı silip süpürecek ışık bir gülümseyişle yayılırdı dünyaya. Umut, neşe, inanç vardı var olmasına da “ben buradayım” diye haykıran o küçücük bedenin varoluş sancılarından bihaber yetişkinlerin tavırlarıydı tüm aydınlıkları karartan. Çabalamadık mı çocukken, bağırmadık mı avaz avaz: “Ben buradayım!...

Hiç kimse!

27.09.2014 04:12
Bu benim kalemimden değil ama her şeyi özetler. Kendimizden kopuşumuzu, başkalaşımızı, ötekileştirdiklerimizi, ötekileştirilişimizi, sessiz çığlıklarımızı, kabullenemeyişlerimizi, dünyayı esasen ne kadar boktan bir hale getirdiğimizi.. “Hiç kimseler: hiç kimsenin çocukları, hiçlerin sahipleri. Hiç kimseler, hiç kimsesizler, tavşan gibi kaçanlar, yaşarken ölenler. Olabilecekken olamayanlar. Dil değil lehçe konuşanlar. Din değil kör inanç sahibi olanlar. Sanat değil süs eşyası...

Futbol, İktidar, Taraftar

26.09.2014 00:30
 Gerçek taraftar, yöneticilerin başları sıkıştığında, güç gösterisi yapmak istediklerinde kullanabileceği, yarattıkları güç algısını şahlandıracak bir maşa değildir. Gerçek taraftarlar takımların mutlak ve daimi sahipleridir. Takımı takım, futbolu futbol yapan ona tutkuyla ve karşılıksız bir aşkla bağlı, fedakarlık yapmaktan çekinmeyen, toplum içinde zaman zaman ‘hasta’ addedilen, gücü ve hakkı yüreğinden gelen taraftardır.   Taraftarı oyuncak ve yahut maşa olarak gören bir zihniyet...

Avucumda Gökyüzü

21.09.2014 01:08
                  Kafamda sözcükler... Uçuşan, dağılan, parçalanan, kopan, birleşen ama bir türlü yerini bulamayan; tek başına dünyaları anlatırken birleştiğinde manası azalan… Biri kafatasımı parçalasa, toplasa tüm sözcükleri, çıkarsa kafamın içinden ve ben boşlukta nefes alsam. Avucumda kırıklar… Ben ki avucumda olabildiğince aydınlık bir dünya taşıdım hep. İçimde kaldıysa bir parça aydınlık yayılsın etrafıma, aydınlansın çevrem istedim. Ve şimdi...

Bir 'Ütopya'da Yaşamak

28.05.2014 00:00
    Tam ortada durup, kendi etrafımda yavaşça döndüm. Gördüğüm tabloya inanamayıp bir kez daha döndüm. Biz insanlar bu kadar güzel miydik? Bizi böyle sıkı sıkıya birbirimize bağlayan,gözlerimizin ışıl ışıl olmasını sağlayan, hiçbir dilde hiçbir cümlenin anlamlandıramayacağı, saf, katıksız, herkesi kucaklayan, umut dolu bir enerji. Ben’den çok biz’in öne çıktığı ütopik bir dünya. Biri eline çöp poşeti almış çöpünüz var mı diye dolaşırken, bir başkası yaptığı sandviçleri aç olanlara...

Dikkat! Bu Bir Özeleştiridir.

13.05.2014 00:00
Yürüyorum, çarptığım insanların yüzlerine bakıyorum. Memnuniyetsiz, gülümsemeyen, kendince özel, herkesçe sıradan bir sürü insan. Başkalarının hayatında umursanmayan figuranlar, kendi hayatımızda başrolü kapmış şımarık yaratıklarız. Bu şımarıklıkla kendi tecrübelerimize dayanarak etrafımızdakileri yargılamaktan, onlara tavsiyeler vermekten, avutmaktan sıkılmıyoruz. “Dışarda ne durumda olan insanlar var, haline şükret biraz, beterin beteri var!” Acılardan besleniyoruz, acılardan kendimize huzur...

Birikmiş Sözcükler...

06.05.2014 00:00
“Ben milliyetçi bir ailede doğdum.”   Dedem – mekanı Cennet olsun – hep “karşı görüşü okumadan fikrini savunamazsın” inancındaydı. Okumadığı kitabı asla kütüphanesine koymaz, her fikre hakim olmaya çalışırdı.   Kitapçıydı. 80’lerden sonra kitap satışlarının azaldığından, kimsenin eskisi kadar kitap okumadığından şikayet ederdi. Herkesin fikrine önem verdiği bir insandı. Onunla asla yakın olamadım. Babamın, amcalarımın bana aşıladığı “o’nun sertliği”nden mi...

Öğeler: 1 - 8 / 8