Futbol, İktidar, Taraftar
26.09.2014 00:30Gerçek taraftar, yöneticilerin başları sıkıştığında, güç gösterisi yapmak istediklerinde kullanabileceği, yarattıkları güç algısını şahlandıracak bir maşa değildir. Gerçek taraftarlar takımların mutlak ve daimi sahipleridir. Takımı takım, futbolu futbol yapan ona tutkuyla ve karşılıksız bir aşkla bağlı, fedakarlık yapmaktan çekinmeyen, toplum içinde zaman zaman ‘hasta’ addedilen, gücü ve hakkı yüreğinden gelen taraftardır.
Taraftarı oyuncak ve yahut maşa olarak gören bir zihniyet gaflete düşmüştür. Çünkü yüreğinde tuttuğu takımın ateşi yanan bir taraftar – ki tek beklentisi ne şampiyonluk ne galibiyet, sadece onurlu durabilen bir takımdır – kendisine yapılanları unutmaz. Günü gelir yöneticilerinin, başkanının arkasında dimdik durur. Ama ne zaman ki bu duruş hafife alınır, ne zaman ki o ‘büyük adamlar’, o tahtlarını sallanmaz sanan ‘büyük adamlar’ küçük hesaplar peşinde koşup taraftarına sırt çevirir, manipule etmeye çalışır; o zaman çöküş başlar.
Gerçek taraftar unutmaz. Zira bizim bağlılığımız tek bir adama değil, isimlerini her duyduğumuzda içimizi titreten efsanelerimize, tuttuğumuz takımın renklerine, gururla üstümüzde taşıdığımız formalarımızadır.
Evet maçta bir erkek kadar gür çıkaramadım sesimi. Deplasman yolunda aç susuz kalmadım. Ama cebimdeki son kuruşu bilete verdim, ilk bursumla soluğu Fenerium’da aldım, sesim kısılana kadar tezahürat yaptım, yağmurun altında soğuktan titreye titreye ertesi gün hastalanıp gidemeyeceğim maçın koreografisi için karton dizdim, sözün özü emek verdim. Hayatımı fikstüre göre planlayıp, Fener’in maçının olduğu her gün yataktan “Fenerin maçı var!” diye fırladım. Ben bugün tribünde değilsem, bugün tribünde olmak istemiyorsam nedeni içimdeki aşkın masumiyetidir. Ufak hesaplarınız, taraftarı küçük gören zihniyetiniz, endüstriyelleştirdiğiniz futbolunuz, iktidar savaşlarınız, bizi uzaklaştırdığınız bomboş tribünleriniz sizin olsun.
Ben taraftarım, ben Fenerbahçe’ye tüm kalbimle bağlıyım.
Unutmadım, unutmayacağım.