Avucumda Gökyüzü

21.09.2014 01:08

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kafamda sözcükler...

Uçuşan, dağılan, parçalanan, kopan, birleşen ama bir türlü yerini bulamayan; tek başına dünyaları anlatırken birleştiğinde manası azalan…

Biri kafatasımı parçalasa, toplasa tüm sözcükleri, çıkarsa kafamın içinden ve ben boşlukta nefes alsam.

Avucumda kırıklar…

Ben ki avucumda olabildiğince aydınlık bir dünya taşıdım hep. İçimde kaldıysa bir parça aydınlık yayılsın etrafıma, aydınlansın çevrem istedim.

Ve şimdi avucumda kırıklar…

Bu kalp kırıklarını, bu hayal kırıklarını kim yığdı avucuma taşı diye.

Kime, kimlere gökyüzümü açtım ve kimleri tanımadım ki bu kırıklarla, bu sözcüklerle karanlık bir dehlizin içinde kayboluyorum.

Öfkeliyim. Öfkeliyim. Öfkeliyim.

Sıkıyorum yumruğumu ve avucumdaki kırıklar parçalıyor elimi, kanatıyor, acıtıyor.

Öfkem kime?

Korkmadan gökyüzüne herkesi alan kendime mi yoksa o gökyüzünü karartanlara mı?

Etrafımda yalanlar, etrafımda iftiralar…

Büyümek tüm bu çirkinliğe direnmek, kırıklardan, sözcüklerden beslenip soru işaretleri toplamaksa büyümek istemiyorum.

Bu kırıkları gömüp aydınlatacağım gökyüzümü yeniden.

Aydınlatacak dostlarım gökyüzümü yeniden.

Ben bu kadarım çünkü, basit, hesapsız, sadece aydınlık isteyen.